Nevi Şahsına Münhasır Bir Okuma: Özetler ve “İçindekiler”
Bugünkü 28. celsede metinlerin kanıt olarak ele alınmasıyla ilgili tartışma şimdiye kadarki zirvesine ulaştı: Sözde parti tutanaklarından yer yer çeviriler ve içindekiler bölümleri okundu. Savunma, kaynak oluşturan metinlerin hangi bölümlerinin tercüme edileceğine, hangilerinin kelimesi kelimesine tercüme edilirken, hangisinin yalnızca özetleneceğine kimin karar verdiğinin belirsiz olmasını eleştirdi. Zira alındıkları metnin içeriğini hiçbir koşulda yansıtamayacak alıntılar böylece kanıt olarak ele alınmış oluyor. Tam da bu davada örgütün değerlendirilmesinde yardımcı olması gereken siyasi metinlerin çarpıtılmadan anlaşılması zaruri. Savunma, delillerin tespiti ve değerlendirilmesindeki çelişkilere dayanarak, bağlamından tamamen koparılmış cümle ve paragrafların bir metnin tamamını, hükmü bu tür bir kanıta dayandırmak için gereken derecede anlamak için yeterli olmadıklarını ortaya koydu. Dahası, bu metinlerin de çevirisi hatalı ve eksik ve bunun bir “özet”te, bütün bir metnin çevirisine oranla çok daha büyük sonuçları var.
Mahkeme başkanı, eleştiri karşısında gerçekten de alışılmışın dışında davranarak, kimin hangi tercüme talimatlarını kararlaştırdığını ortaya koyacak dosyaların celp edilmesi taleplerini erteledi.
Mahkeme başkanının söylediğine göre, bu tür dokümanların değerlendirilebilirliği hakkında “zamanı gelince” karar verilecekmiş. Ancak sonradan böyle bir kararın kulağa geldiği kadar olumlu olmadığı ortaya çıkabilir: hükmün verilmesinde de “zamanı gelmiş” olabilir.